10 Ocak 2008 Perşembe

MOZOLE

ANıtkabir'in en önemli bölümü mozele'dir. Tören Maydanı'ndan 42 basamaklı merdivenle çıkılan Mozele, iki katlı ve dikdörtgen planlı bir yapıdır. Bu bölüm anıtın yapılışında ağırlık merkezi olmuştur. Çünkü Atatürk'ün Kabri ve sembolik lahit bu bölümde bulunmaktadır. Bu nedenle, Anıtkabir'i maydana getiren mimarlar, yardımcı binalar dizisi içinde Mozele'nin diğer kısımlarından çok daha görkemli olmasına büyük önem vermişlerdir.

Zemin katın dış duvarları kesik pramit biçiminde, masif bir kitle halindedir. Bundan ötürü yapının alt kesminin genel gürünüşü bir kale bedeni gibidir. Üzerinde de küçük pencereler bulunan dış duvarlar betondur. Duvarların dış yüzeyleri Traverten ile kaplanmıştır. Atatürk'ün aziz naaşı, bu katta doğrudan doğruya toprağa kazılmış bir mezarda bulunmakradır. Mozele'nin birinci katı olan Şeref ve Holü'ndeki sembolik lahit taşının tam altında nulunan Mezar Odası; Selçuklu ve Osmanlı motifli mozaiklerle süslenmiştir.Zemin ve duvarlar; siyah, beyaz, kırmızı mermerlerle kaplanmıştır. Mezat odasında da kıble yönünde kırmızı mermer sanduka yer almaktadır. Mermer sandukaların çevresine, bütün illerden ve Kıbrıs'tan gönderilen toprakların konulduğu pirinç vazolar bulunmaktadır.

ANITKABİR ATATÜRK MÜZESİ

Anıtkabir proje yarışması şartlarından birisi de, projelerde uygun bir yerin "Atatürk Müzesi" olarak belirtilmiş olması idi. Halen müze olarak kullanılan yer, bu şarta uygun olarak proje mimarları tarafından belirlenmiştir.
Anıtkabir'in yapımının tamamlanmasını takiben Atatürk Müzesi'nin doluşturulması çalışmalarına başlanmıştır. Atatürk'e ait eşyalarla, kendisine hediye edilmiş eşyalar, müzenin açılış tarihine kadar bunları muhafaza eden; Cumhurbaşkanlığı Köşkü, Ziraat Bankası Merkez Müdürlüğü; Ankara Milli Emlak Müdürlüğü ile Atatürk'ün manevi kızları Profesör A.Afetinan, Sabiha Gökçen ve Rukiye Erkin'den devralınmıştır. Anıtkabir Atatürk Müzesi 21 Haziran 1960 tarihinde de ziyarete açılmıştır.

Anıtkabir'in Misak-ı Milli ve İnkılap Kuleleri arasında kalan, dikdörtgen plana sahip Müze 3 ana bölümden oluşmaktadır.

Giriş bölümü olan Misak-ı milli Kuleleri arasında kalen, dikdörtgen plana sahip Müze 3 ana bölümden oluşmaktadır.

Misak-ı Milli kulesinin iç kapısından girilen Müze bölümünde, Atatürk'ün bizzat kullandığı eşyalar ile kendisine armağan edilen eşyalar teşhir edilmektedir. Müzeden girilen İnkılap kulesindeki giysi bölümünde Atatürk'ün kullandığı giysiler teşhir edilmektedir. Bu bölümde ayrıca, Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. YILMAZ BÜYÜKERŞEN'in yaptığı Atatürk'ün gerçek boyutlarında balmumundan heykeli bulunmaktadır.

ANITKABİR BARIŞ PARKI

Anıtkabir inşaatı devam ederken, toprak kaymasına önlemek ve çevresinde yeşil bir kuşak oluşturmak amacıyla ağaçlandırma çalışmaları yapılmıştır. Bu çalışmalar sırasında Anıtkabir'i çevreleyen alanda, Atatürk'ün Yurtta Sulh, Cihanda Sulh" özdeyişinden ilham alınarak, çeşitli yabancı ülkelerden ve Türkiye'nin bazı bölgelerinden getirilen fidanlarla "Uluslararası Barış Parkı" oluşturulması düşünülmüştür. Böylece Ulu önder Atatürk'ün ebedi istirahatgahı yaşamı boyunca dünyada ve yurtta sağlamak için büyük mücadeleler verdiği barışı temsil eden bir park ile çevrelenmiş olacaktı. Yaklaşık 750.000 m2 lik bir yerleşme alanına sahip Anıtkabir'in çevresine ilişkin peyzaj planlamasına 1946 yılında başlanmıştır. Prof. Paul Bonatz'ın önderliğinde Prof. Emin onat ve Prof Sadri Aran'ın görüşleri ve fikir alışverisi sonunda sanat ve bilim açısından etüd ve analizlere dayalı olarak çevre düzenlemesine ilişkin uygulama projeleri Prof. Sadri Aran tarafından hazırlanmıştır.

İSMET İNÖNÜ'NÜN KABRİ

Kurtuluş Savaşı'nın Batı cephesi komutanı, Atatürk'ün en yakın silah arkadaşı İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü 25 Aralık 1973 günü vefat etmiştir. Hükümet 26 Aralık 1973'de Anıtkabir'de yaptığı inceleme sonucunda İsmet İnönü'nün burada defnedilmesini kararlaştırmıştır. Bu konuda, Bakanlar Kurulu 27 Aralık 1973 gün ve 7/7669 sayılı bir kararname çıkarmıştır. (Belge:69) Kararname ile, zafer ve Barış Kuleleri arasında 25 açıklıklı kolanatın orta boşluğu 13 ve 14 üncü kolonlar arası defnedilecek yer olarak belirlenmiştir. İsmet İnönü'nün naaşı, 28 Aralık 1973'te Anıtkabir'e devlet töreni ile defnedilmiştir. Anıtkabir batı revakının 13 ve 14 üncü kolonlar arasında bulunan sembolik lahitin altındaki bölümde bir mezar odası hazırlanarak naaş burada toprağa verilmiştir. Tören Meydanı katında batı revakında bulunan sembolik lahit, demir komiyer, çerçeve üzerine mermer plakalar vidalanmak suretiyle çok kısa sürede imal edilmiştir. Ekim 1981 de Bayındırlık Bakanlığınca lahidin mermer kaplaması yeşil Bilecik mermeri ile değiştirilerek yenilenmiştir. 6 Kasım 1981 gün ve 2549 sayılı Devlet Mezarlığı hakkındaki kanunda Türk Milletinin bir armağanı olarak yalnız büyük kurtarıcısı için tesis edilen Anıtkabir'de Atatürk'ün en yakın silah ve çalışma arkadaşı İsmet İnönü'nün kabrinin muhafaza edileceği, Anıtkabir alanı içine başka hiçbir kimsenin defnedilemeyeceği belirtilmiştir.

ATATÜRK VE TÜRK DEVRİMİ KÜTÜPHANESİ

AAnıtkabir'de Atatürk ve milli Mücadele konusunda araştırma yapacak olanlara yardımcı olmak amacı ile 22 Ocak 1991 tarihinde Atatürk ve Türk Devrim Kütüphanesi adı altında ihtisas kütüphanesi hizmete açılmıştır. Kütüphanede Atatürk ve milli Mücadele konusunda Türkçe yabancı dilde yazılmış çeşitli eserler bulunmaktadır. Kütüphaneden, yukarıda belirtilen konularda araştırma yapmak isteyen herkes istifade edebilmektedir. Araştırmacıların, daha bilinçli araştırma yapabilmelerine imkan sağlamak için " Kütüphane Kataloğu" hazırlanarak 1993 yılı içinde ilgili kurum ve kuruluşlara dağıtımı yapılmıştır. 1993 yılı sonu itibariyle kütüphanede 4875 Adet Türkçe, 475 Adet yabancı dilde olmak üzere toplam 5350 adet kitap bulunmaktadır. Atatürk ve milli Mücadele konularında yayınlanan eserler sürekli takip edilerek kütüphaneye kazandırılmaktadır

ANITKABİR ŞEREF HOLÜ

Mozele'nin birinci katı olan Şeref Holü'nün dört yanı köşeli sütunlarla çevrelenmiştir. Yapının önünde ve arkasında 14.40 m yüksekliğinde, köşe sütunları hariç 8'er sütun vardır. Yanlarda ise14'er sütun yer almaktadır. Kare biçimindeki sütunların gövdeleri beton olup, yüzeyleri traverten kaplıdır. Şeref Holü'ne bronz kapılardan girilir. Girişin tam karşısında büyük pencerenin yer aldığı nişin içinde lahit taşının yer aldığı bölüm ise beyaz Afyon mermeri ile kaplıdır. Şeref Holü'nün zemini Adana ve Hatay'dan duvarları ise Afyon ve Bilecik'ten getirilen kırmızı, siyah, yeşil ve kaplan postu mermerlerle kaplanmıştır. Şeref Holü'nün iki yan bölümünde dikdörtgen planı galeriler yer almaktadır. Bunların çatıları içten 9'ar adet çapraz tonozla örtülüdür. Şeref Holü'nün 27 kirişten oluşan tavanı ile galeri tavanları mozaik ile süslenmiştir. Şeref Holu'ün yüksekliği 17 Metre olup, yan duvarlarında altışardan 12 Adet bronz meşale bulunmaktadır. Mozele yapısının üstü düz kurşun çatı ile örtülüdür.

SAKARYA MEYDAN SAVAŞI KONULU KABARTMA

Kabartma kompozisyonunun sağında bir genç, iki at, bir kadın ve bir erkek görülmektedir. Bunlar, Sakarya Savaşının ilk dönemini ifade etmektedir. Düşman saldırıları karşısında evlerini, yurtlarını bırakan bu insanlar yurt savunması için yollara düşmüştür. Sağdaki delikanlı arkaya geldiği yöne dönmüş, sol elini yukarıya kaldırmış ve yumruğunu sıkarak, düşmanlara; "Bir gün döneceğiz ve sizden öcümüzü alacağız" demektedir. Bu üçlü grubun önünde çamura batmış bir araba, çabalayan atlar, tekerleği döndürmeye çalışan bir erkek ve iki kadın görülür. Bunların yanında ortada ayakta duran bir yiğit ve bu yiğide kınından sıyrılmış bir kılıç sunan diz çökmüş bir kadın vardır. Bu grup figürler, Sakarya Savaşı'na başlamadan önceki dönemi temsil etmektedir. Hemen bu grubun solunda, yere oturmuş iki kadın ve bir çocuk görülmektedir. Bunlar, düşman istilası altında kalmış olan Türk Ordusunu bekleyen yaşlı halkımızı temsil etmektedir. Üst tarafta, bu halkın üzerinden uçarak geçen ve Başkomutan Mustafa Kemal'e çelenk sunan bir zafer meleği vardır. Kabartma kompozisyonun sonunda yere oturmuş bir kadın, onun önünde diz çökmüş bir genç ve solda bir meşe ağacı görülmektedir. Oturan kadın vatan anayı, diz çöken Sakarya Savaşı'nı kazanan Türk Ordusunu, meşe ağacı ise zaferi simgelemektedir. Vatan ana, Türk Ordusuna Zaferin sembolü olan meşe ağacını göstermektedir.

ASLAN HEYKEL GRUPLARI

Aslanlı yolun başlangıcından, ortadaki Tören meydanına kadar uzanan yolun her iki tarafına ikişerli gruplar halinde 24 adet aslan heykeli konulmuştur. Bu heykeller Anadolu'da büyük bir devlet kurmuş Hititlerin üslubunda yapılmıştır. Atatürk'ün Türk ve Anadolu tarihinin araştırılmasına verdiği önemden dolayı Hititlerin üslubu tercih edilmiştir. 40 cm. yükseklikteki kaide üzerinde oturmuş durumda olan aslanlar, Kuvveti ve sükuneti simgelemektedir.

KADIN GRUPLARI

Aslanlı Yolun girişinde sağda, üç kadından meydana gelen heykel grubu vardır. Heykeller, yüksekçe bir kaide üzerinde ayakta durmaktadırlar. Ulusal giysiler içindeki Türk kadınlarından ikisi yere kadar uzanan kalın bir çelenk tutmaktadır. Başak demetlerinden oluşan çelenk Atatürk'ün kurtardığı bereketli yurdumuzu temsil etmektedir. Ortadaki kadın ağlamakta ve yüzünü eli ile kapamaktadır. Sağdaki kadının elinde Tanrının rahmetinin toplandığı bir kap vardır. Türk Kadınının derin acısı içinde bile gururlu, ağır başlı ve azimli oluşu dile getirilmiştir

ERKEK HEYKEL GRUBU

Aslanlı yol girişinde solda, iç erkekten meydana gelen heykel grubu vardır. Yüksekçe bir kaide üzerinde ayakta duran heykeller den sağdaki rütbesiz asker, başında miğferi, sırtında kalın kaputu ile dimdik durmaktadır. Askerin sağında, ortada biraz geride Türk köylüsünü temsil eden bir erkek heykeli vardır. Köylünün başında çok eskiden atalarımızın giydikleri bir yün başlık, omzunda bir keçe yamçı, sol elinde uzun bir sopa görülmektedir. Köylünün sağındaki heykel Türk aydınlarını temsil etmektedir. Genç, sol elinde bir kitap tutarak sağ ayağını biraz ileriye atmıştır. Her üç heykelin yüzlerinde derin acı ile birlikte, Türk Milletinin kendisine özgü ağır başlılığı ve yüksek irade gücü çok etkili olarak, dile getirilmiştir.

SAKARYA MEYDAN SAVAŞI KONULU KABARTMA

Kabartma kompozisyonunun sağında bir genç, iki at, bir kadın ve bir erkek görülmektedir. Bunlar, Sakarya Savaşının ilk dönemini ifade etmektedir. Düşman saldırıları karşısında evlerini, yurtlarını bırakan bu insanlar yurt savunması için yollara düşmüştür. Sağdaki delikanlı arkaya geldiği yöne dönmüş, sol elini yukarıya kaldırmış ve yumruğunu sıkarak, düşmanlara; "Bir gün döneceğiz ve sizden öcümüzü alacağız" demektedir. Bu üçlü grubun önünde çamura batmış bir araba, çabalayan atlar, tekerleği döndürmeye çalışan bir erkek ve iki kadın görülür. Bunların yanında ortada ayakta duran bir yiğit ve bu yiğide kınından sıyrılmış bir kılıç sunan diz çökmüş bir kadın vardır. Bu grup figürler, Sakarya Savaşı'na başlamadan önceki dönemi temsil etmektedir. Hemen bu grubun solunda, yere oturmuş iki kadın ve bir çocuk görülmektedir. Bunlar, düşman istilası altında kalmış olan Türk Ordusunu bekleyen yaşlı halkımızı temsil etmektedir. Üst tarafta, bu halkın üzerinden uçarak geçen ve Başkomutan Mustafa Kemal'e çelenk sunan bir zafer meleği vardır. Kabartma kompozisyonun sonunda yere oturmuş bir kadın, onun önünde diz çökmüş bir genç ve solda bir meşe ağacı görülmektedir. Oturan kadın vatan anayı, diz çöken Sakarya Savaşı'nı kazanan Türk Ordusunu, meşe ağacı ise zaferi simgelemektedir. Vatan ana, Türk Ordusuna Zaferin sembolü olan meşe ağacını göstermektedir.

BAŞKOMUTANLIK MEYDAN SAVAŞI KONULU KABARTMA

Kabartma kompozisyonunun başlangıcında en solda bir köylü kadın, bir erkek çocuk ve bir attan oluşan grup vardır. Kabartmanın bu ilk grubu milletçe savaşa hazırlık dönemini temsil etmektedir. Bu üçlü gruptan sonraki bölümde Atatürk bir elini uzatmış "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri"diyerek ordularımıza hedefi göstermektedir. Öndeki melek Atanın emrini borusu ile uzak ufuklara iletmektedir. Kabartmanın bundan sonraki bölümünde, Atatürk'ün emrini yerine getiren Türk ordusunun fedakarlıklarını ve kahramanlıklarını temsil eden kişiler yer almaktadır. Kabartmada, vurulup düşen bir erin elindeki bayrağı kavrayan bir yiğit ile siperde birde kalkan diğer elinde yalın kılıç tutun bir asker Türk Ordusunun taarruzunu sembolize etmektedir. Daha önde ise elinde Türk Bayrağı ile Türk Ordusunu çağıran Zafer meleği bulunmaktadır.

ŞEREF HOLÜ

Mozele'nin birinci katı olan Şeref Holü'nün dört yanı köşeli sütunlarla çevrelenmiştir. Yapının önünde ve arkasında 14.40 m yüksekliğinde, köşe sütunları hariç 8'er sütun vardır. Yanlarda ise14'er sütun yer almaktadır. Kare biçimindeki sütunların gövdeleri beton olup, yüzeyleri traverten kaplıdır. Şeref Holü'ne bronz kapılardan girilir. Girişin tam karşısında büyük pencerenin yer aldığı nişin içinde lahit taşının yer aldığı bölüm ise beyaz Afyon mermeri ile kaplıdır. Şeref Holü'nün zemini Adana ve Hatay'dan duvarları ise Afyon ve Bilecik'ten getirilen kırmızı, siyah, yeşil ve kaplan postu mermerlerle kaplanmıştır. Şeref Holü'nün iki yan bölümünde dikdörtgen planı galeriler yer almaktadır. Bunların çatıları içten 9'ar adet çapraz tonozla örtülüdür. Şeref Holü'nün 27 kirişten oluşan tavanı ile galeri tavanları mozaik ile süslenmiştir. Şeref Holu'ün yüksekliği 17 Metre olup, yan duvarlarında altışardan 12 Adet bronz meşale bulunmaktadır. Mozele yapısının üstü düz kurşun çatı ile örtülüdür.

İSMET İNÖNÜ'NÜN KABRİ

Kurtuluş Savaşı'nın Batı cephesi komutanı, Atatürk'ün en yakın silah arkadaşı İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü 25 Aralık 1973 günü vefat etmiştir. Hükümet 26 Aralık 1973'de Anıtkabir'de yaptığı inceleme sonucunda İsmet İnönü'nün burada defnedilmesini kararlaştırmıştır. Bu konuda, Bakanlar Kurulu 27 Aralık 1973 gün ve 7/7669 sayılı bir kararname çıkarmıştır. (Belge:69) Kararname ile, zafer ve Barış Kuleleri arasında 25 açıklıklı kolanatın orta boşluğu 13 ve 14 üncü kolonlar arası defnedilecek yer olarak belirlenmiştir. İsmet İnönü'nün naaşı, 28 Aralık 1973'te Anıtkabir'e devlet töreni ile defnedilmiştir. Anıtkabir batı revakının 13 ve 14 üncü kolonlar arasında bulunan sembolik lahitin altındaki bölümde bir mezar odası hazırlanarak naaş burada toprağa verilmiştir. Tören Meydanı katında batı revakında bulunan sembolik lahit, demir komiyer, çerçeve üzerine mermer plakalar vidalanmak suretiyle çok kısa sürede imal edilmiştir. Ekim 1981 de Bayındırlık Bakanlığınca lahidin mermer kaplaması yeşil Bilecik mermeri ile değiştirilerek yenilenmiştir. 6 Kasım 1981 gün ve 2549 sayılı Devlet Mezarlığı hakkındaki kanunda Türk Milletinin bir armağanı olarak yalnız büyük kurtarıcısı için tesis edilen Anıtkabir'de Atatürk'ün en yakın silah ve çalışma arkadaşı İsmet İnönü'nün kabrinin muhafaza edileceği, Anıtkabir alanı içine başka hiçbir kimsenin defnedilemeyeceği belirtilmiştir.

MÜZE KİTAPLIK VE KÜLTÜREL FALİYETLER MÜDÜRLÜĞÜ

Mehmetçik ve Zafer Kuleleri arasında yer alan bölüm önceleri Muhafız Bölüğü binası olarak kullanılmıştır. Anıtkabir Komutanlığının teşkilinden sonra inşa edilen yeni bölük binasının 13 Eylül 1984'te tamamlanmasından sonra boşaltılmış ve 25 Nisan 1985'te Müze, Kitaplık ve Kültürel Faaliyetler, Müdürlüğü idari kısmı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Atatürk ve Türk Devrimi kütüphanesi de bu bölümde bulunmaktadır. Kütüphanede, Atatürk ve milli Mücadele, konusunda çalışma yapacak araştırmacılara hizmet verilmektedir. Ayrıca kütüphanede fotokopi cihazı ile araştırmacılara yardımcı olunmaktadır. Kütüphane bilgileri bütünüyle bilgisayara kayıtlıdır.

ANITKABİR KOMUTANLIK KARARGAHI

23 Nisan ve Barış kuleleri arasında kalan bölüm anıtkabir Komutanlığı Karargahına tahsis edilmiştir. Anıtkabir hizmetleri , 15 Eylül 1981 tarihli 2524 Sayılı Kanuna göre Genelkurmay Başkanlığı tarafından yürütülmektedir. ; Anıtkabir Komutanlığı 750.000 m2 lik arazisi ile birlikte Anıt blokunun bakımı, korunması, emniyeti, törenlerin icrası ve idari işlerin yürütülmesi ile görevlidir. Anıtkabir Komutanlığına bağlı olarak; Hizmet Kıta Komutanlığı ve Muhafız Bölük Komutanlığı ile Müze, Kitaplık ve Kültürel Faaliyetler müdürlüğü

2 Ocak 2008 Çarşamba

Atatürk mimari özellikleri

Türk mimarlığında 1940-1950 yılları arası, "II. Ulusal Mimarlık Dönemi" olarak adlandırılır. Bu dönemde daha çok anıtsal yönü ağır basan, simetriye önem veren, kesme taş malzemenin kullanıldığı binalar yapılmıştır. Anıtkabir bu dönemin özelliklerini taşımaktadır. Bu dönem özellikleri ile birlikte Anıtkabir'de Selçuklu ve Osmanlı mimari özelliklerine ve süsleme öğelerine sıkça rastlanır. Örneğin dış cephelerde, duvarların çatı ile birleştiği yerde kuleleri dört yandan saran Selçuklu taş işçiliğinde testere dişi olarak adlandırılan bordür bulunmaktadır. Ayrıca Anıtkabir'in bazı yerlerinde (Mehmetçik Kulesi, Müze Müdürlüğü) kullanılan çarkıfelek ve rozet denilen taş süslemeler Selçuklu ve Osmanlı sanatında da göze çarpmaktadır. Bütün bu özellikleriyle yapıldığı dönemin en iyi örneklerinden biri olan Anıtkabir yaklaşık 750.000 m² lik bir alanı kaplamakta olup, Barış Parkı ve Anıt Bloku olarak iki kısma ayrılır

Barış parkı

Anıtkabir; Atatürk'ün "Yurtta Sulh, Cihanda Sulh" özdeyişinden ilham alınarak, çeşitli yabancı ülkelerden ve Türkiye'nin bazı bölgelerinden getirilen fidanlarla oluşturulan Barış Parkı içinde yükselmektedir. Afganistan, A.B.D., Almanya, Avusturya, Belçika, Çin, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hindistan, Irak, İngiltere, İspanya, İsrail, İsveç, İtalya, Japonya, Kanada, Kıbrıs, Mısır, Norveç, Portekiz, Yugoslavya ve Yunanistan'dan çeşitli ağaç ve fidanlar getirilmiştir. Bugün Barış Parkı'nda 104 ayrı türden yaklaşık 48.500 adet süs ağacı, ağaççık ve süs bitkisi bulunmaktadır

erkek heykel grubu

Hürriyet Kulesi'nin önünde üç erkekten oluşan heykel grubu vardır. Sağdaki erkek başında miğferi ve kalın kaputu ile Türk askerini temsil ederken, onun yanında elinde kitabı ile Türk gençliğini ve aydın insanı, biraz gerisinde ise yerel kıyafetlerle Türk köylüsü temsil edilmiştir. Her üç heykelin yüzünde derin acı ile Türk milletinin kendine özgü ağırbaşlılığı ve yüksek irade gücü dile getirilmiştir. Heykel grubu, Hüseyin Özkan'ın eseridir

Kadın heykel grubu

İstiklal kulesinin önünde, ulusal giysiler giymiş üç kadından oluşan bir heykel grubu vardır. Bu kadınlardan kenarlardaki ikisi yere kadar uzanan kalın bir çelenk tutmaktadır. Başak demetlerinin meydana getirdiği çelenk bereketli yurdumuzu temsil etmektedir. Soldaki kadın, ileri uzattığı elindeki kapla Atatürk'e tanrıdan rahmet dilemekte, ortadaki kadın eliyle yüzünü kapamış ağlamaktadır. Bu üçlü grup, Türk kadınlarının Atatürk'ün ölümünün derin acısı içinde bile gururlu, ağırbaşlı ve azimli oluşunu dile getirmektedir. Heykel grubu Hüseyin Özkan'ın eseridir

Mehmetçik kulesi

Kulenin duvarlarında Atatürk'ün Mehmetçik ve Türk kadınları hakkında söylediği özlü sözler yer almaktadır: "Kahraman Türk eri Anadolu savaşlarının anlamını kavramış, yeni bir ülke ile savaşmıştır." (1921) "Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir ulusunda Anadolu köylü kadının üstünde kadın çalışmasından söz etmek imkânı yoktur." (1923) "Bu ulusun çocuklarının özverileri, kahramanlıkları için ölçü birimi bulunamaz." Kulenin içinde; Anıtkabir ve Atatürk ile ilgili çeşitli kitaplar ve hediyelik eşyalar ziyaretçilere sunulmaktadır.

Zafer kulesi

Kulenin duvarlarında Atatürk'ün en önemli üç zaferinin tarihi ve zaferle ilgili özlü sözleri yazılıdır.

Barış kulesi

Kulenin iç duvarında Atatürk'ün "Yurtta Barış, Dünyada Barış" ilkesini dile getiren bir kabartma kompozisyonu yer almaktadır. Bu kabartmada çiftçilik yapan köylüler ve yanlarında kılıcını uzatarak onları koruyan bir asker figür tasvir edilmiştir. Bu asker barışın sağlam ve güvenli kaynağı olan Türk ordusunu sembolize etmektedir. Bu şekilde insanlar Türk ordusunun sağladığı huzur ortamı içinde günlük hayatlarını devam ettirmektedirler. Kabartma, Nusret Suman'ın eseridir. Kule duvarlarında Atatürk'ün barış ile ilgili şu sözleri yer almaktadır. "Dünya vatandaşları kıskançlık, açgözlülük ve kinden uzaklaşacak şekilde terbiye edilmelidir." (1935) "Yurtta Barış, Cihanda Barış." "Ulusun hayatı tehlikeyle karşı karşıya kalmadıkça savaş bir cinayettir." (1923) Kulenin içinde ise Atatürk'ün 1935-1938 yılları arasında kullandığı Lincoln marka tören ve makam otomobilleri sergilenmektedir.

23 nisan kulesi

Kule duvarlarında meclisin açılışıyla ilgili Atatürk'ün özlü sözleri yer almaktadır: "Bir tek karar vardı: O da ulusal egemenliğe dayalı, hiçbir koşula bağlı olmayan bağımsız, yeni bir Türk Devleti kurmak." (1919) "Türkiye Devletinin tek ve gerçek temsilcisi yalnız ve ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir." "Bizim bakış açılarımız kuvvetin, gücün, egemenliğin, yönetimin doğrudan doğruya halka verilmesidir, halkın elinde bulundurulmasıdır."

Misak-ı milliye kulesi

Kulenin duvarlarında Atatürk'ün Milli Misak ile ilgili şu sözleri yazılıdır: "Kurtuluşumuzun genel kuralı olan ulusal andı tarih safhasına yazan ulusun demir elidir." (1923) "Ulusal sınırlarımız içinde özgür ve bağımsız yaşamak istiyoruz." (1921) "Ulusal benliği bulamayan uluslar başka ulusların avıdır." (1923) Kulenin ortasında Anıtkabir'de icra edilen törenlere katılan heyetlerin özel defteri imzalamaları için imza kürsüsü yer almaktadır. Müzenin girişi olan bu kulede bulunan aktüalite panolarında Anıtkabir'de yapılan önemli törenlere ait fotoğraflar da sergilenmektedir.

İnkılap kulesi

Kule duvarlarında Atatürk'ün inkılâplarla ilgili şu sözleri yazılıdır: "Bir toplum aynı amaca bütün kadınları ve erkekleriyle beraber yürümezse ilerlemesine, uygarlaşmasına teknik imkân ve bilimsel ihtimal yoktur." "Biz ilhamlarımızı gökten ve bilinmeyen alemden değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz." Müzenin giysi bölümü olarak kullanılan bu kulede; Anadolu Üniversitesi eski rektörü Prof. Dr.Yılmaz Büyükerşen'in yaptığı Atatürk'ün gerçek boyutlarında balmumu heykeli bulunmaktadır.

Cumhuriyet kulesi

Sanat Galerisi'nin girişi olan bu kulenin duvarlarında Atatürk'ün Cumhuriyet ile ilgili şu özlü sözü bulunmaktadır. "En büyük gücümüz, en güvenilir dayanağımız, ulusal egemenliğimizi kavramış ve onu eylemli olarak halkın eline vermiş ve halkın elinde tutabileceğimizi gerçekten kanıtlamış olduğumuzdur." Kulenin içinde, Atatürk'ün öğrenim gördüğü Manastır Askeri İdadisi ile Sivas ve Erzurum Kongre binaları ve I. T.B.M.M. binalarının maketleri ve o dönemlere ait fotoğraflar sergilenmektedir.

Müdafaa-i hukuk kulesi

Bu kule duvarının dış yüzeyinde yer alan kabartmada, Kurtuluş Savaşımızda ulusal birliğimizin temeli olan Müdafaa-i Hukuk dile getirilmektedir. Kabartmada, bir elinde kılıç tutarken diğer elini ileri uzatmış sınırlarımızı geçen düşmana "Dur!" diyen bir erkek figür tasvir edilmiştir. İleri uzatılan elin altında bulunan ulu ağaç yurdumuzu, onu koruyan erkek figürü ise kurtuluş amacıyla birleşmiş olan milletimizi temsil etmektedir. Kabartma Nusret Suman'ın eseridir. Kulenin duvarlarında Atatürk'ün Müdafaa-i Hukuk konusunda söylediği sözler yer almaktadır: "Ulusal gücü etken ve ulusal iradeyi egemen kılmak esastır." (1919) "Ulus bundan sonra hayatına, bağımsızlığına ve bütün varlığına şahsen kendisi sahip çıkacaktır." (1923) "Tarih; bir ulusun kanını, hakkını, varlığını hiçbir zaman inkâr edemez." (1919) "Türk ulusunun kalbinden, vicdanından doğan ve onu esinlendiren en esaslı, en belirgin istek ve iman belli olmuştu: Kurtuluş." (1927) Kulenin içinde "Atatürk ve Milli Mücadele" konulu periyodik sergiler düzenlenmektedir. Ayrıca Atatürk'ün öğrenim gördüğü Harbiye Mektebi'nin maketi bulunmaktadır

Hürriyet kulesi

Kule duvarlarında Atatürk'ün hürriyet ile ilgili şu sözleri yazılıdır. "Esas, Türk ulusunun saygın ve onurlu bir ulus olarak yaşamasıdır. Bu esas ancak tam bağımsızlığa sahip olmakla sağlanabilir. Ne kadar zengin ve bolluk içinde olursa olsun bağımsızlıktan yoksun bir ulus, uygar insanlık karşısında uşak olmak durumundan yüksek bir işleme hak kazanamaz." (1927) "Bence, bir ulusta şerefin, onurun, namusun ve insanlığın sürekli olarak bulunabilmesi kesinlikle o ulusun özgürlük ve bağımsızlığına sahip olabilmesiyle mümkündür." "Özgürlüğün de, eşitliğin de, adaletin de dayandığı ulusal egemenliktir." "Bütün tarihsel yaşantımızda özgürlük ve bağımsızlığa sembol olmuş bir ulusuz." Kule içinde Anıtkabir'in inşaat çalışmalarını gösteren fotoğraf sergisi ve inşaatta kullanılan taş örnekleri bulunmaktadır.

istiklal kulesi

Aslanlı yolun sağ başındaki İstiklal Kulesi'nin iç duvarlarında bulunan kabartmada, ayakta duran ve iki eliyle kılıç tutan bir gencin yanında bir kaya üzerine konmuş kartal figürü görülmektedir. Kartal, mitolojide ve Selçuklu sanatında gücün, istiklâl ve bağımsızlığın sembolü olarak tasvir edilmiştir. Kılıç tutan genç ise istiklali savunan Türk milletini temsil etmektedir. Kabartma Zühtü Müridoğlu'nun eseridir. Ayrıca kule duvarlarında yazı bordürü olarak Atatürk'ün istiklalle ilgili şu sözleri yer almaktadır: "Ulusumuz en korkunç yok oluşla son buluyor gibi görünmüşken, tutsak edilmesine karşı evladını ayaklanmaya davet eden atalarının sesi, kalplerimiz içinde yükseldi ve bizi son Kurtuluş Savaşı'na çağırdı." (1921) "Hayat demek savaşma, çarpışma demektir. Hayatta başarı kesinlikle savaşta başarı kazanmakla mümkündür." (1927) "Biz hayat ve bağımsızlık isteyen ulusuz ve yalnız ve ancak bunun için hayatımızı hiçe sayarız." (1921) "İnsaf ve merhamet dilenmek gibi bir prensip yoktur. Türk ulusu, Türkiye'nin gelecekteki çocukları, bunu bir an hatırdan çıkarmamalıdırlar." (1927) "Bu ulus bağımsızlıktan yoksun olarak yaşamamıştır, yaşıyamaz ve yaşamıyacaktır, ya istiklal ya ölüm." (1919) Kulenin içinde ise Anıtkabir maketi ile Anıtkabir'i tanıtıcı ışıklı panolar bulunmaktadır

Anıtkabir bölümleri

  • İSTİKLAL KULESİ
  • HÜRRİYET KULESİ
  • MÜDAFAA-İ HUKUK KULESİ
  • CUMHURİYET KULESİ
  • İNKILAP KULESİ
  • MİSAK-I MİLLİ KULESİ
  • 23 NİSAN KULESİ
  • BARIŞ KULESİ
  • ZAFER KULESİ
  • MEHMETÇİK KULESİ

Anıtkabir sanat müzesi

Bu bölüm, başlangıçta Anıtkabir'i ziyarete gelen devlet büyüklerinin dinlenmesi için "Kabul Salonu" olarak düşünülmüş ve kullanılmıştır. 1977 yılında, çeşitli dallardaki sanatçıların Atatürk ve Milli Mücadele konusundaki eserlerini sergilemelerine imkan sağlamak amacı ile Sanat Galerisi olarak yeniden düzenlenmiştir.
Müze bölümünde sergilenen Atatürk'ün Özel Kitaplığı 1983 yılında Sanat Galerisine nakledilmiştir. Atatürk'ün özel kitaplığında; Türk ve İslam tarihi, dil, edebiyat, sosyal bilimler, bilim ve teknik konularında, Türkçe, Osmanlıca, Fransızca, İngilizce, Almanca, Rusça, Arapça, Farsça, Slavca dillerinden toplan 3144 adet eser bulunmaktadır

Anıtkabir atatürk müzesi

Anıtkabir proje yarışması şartlarından birisi de, projelerde uygun bir yerin "Atatürk Müzesi" olarak belirtilmiş olması idi. Halen müze olarak kullanılan yer, bu şarta uygun olarak proje mimarları tarafından belirlenmiştir. Anıtkabir'in yapımının tamamlanmasını takiben Atatürk Müzesi'nin doluşturulması çalışmalarına başlanmıştır. Atatürk'e ait eşyalarla, kendisine hediye edilmiş eşyalar, müzenin açılış tarihine kadar bunları muhafaza eden; Cumhurbaşkanlığı Köşkü, Ziraat Bankası Merkez Müdürlüğü; Ankara Milli Emlak Müdürlüğü ile Atatürk'ün manevi kızları Profesör A.Afetinan, Sabiha Gökçen ve Rukiye Erkin'den devralınmıştır. Anıtkabir Atatürk Müzesi 21 Haziran 1960 tarihinde de ziyarete açılmıştır. Anıtkabir'in Misak-ı Milli ve İnkılap Kuleleri arasında kalan, dikdörtgen plana sahip Müze 3 ana bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümü olan Misak-ı milli Kuleleri arasında kalen, dikdörtgen plana sahip Müze 3 ana bölümden oluşmaktadır. Misak-ı Milli kulesinin iç kapısından girilen Müze bölümünde, Atatürk'ün bizzat kullandığı eşyalar ile kendisine armağan edilen eşyalar teşhir edilmektedir. Müzeden girilen İnkılap kulesindeki giysi bölümünde Atatürk'ün kullandığı giysiler teşhir edilmektedir. Bu bölümde ayrıca, Anadolu Üniversitesi Rektörü Atatürk'ün gerçek boyutlarında balmumundan heykeli bulunmaktadır

Anıtkabir tarihçesi

Atatürk bir devri açıp yeni bir düzeni getirdikten sonra 10 Kasım 1938'de öldüğünde, geçici olarak Etnografya Müzesi'ne defnedildi. Uygun bir anıt yeri aranmasına hemen başlandı ve Ankara'nın kente egemen bir tepesi olan Rasattepe uygun görüldü. Anıtkabir'in projesi bir yarışmayla belirlendi. Bu amaçla açılan yarışmada Emin Onat ve Orhan Arda'nın projesi başarılı görülerek uygulanmasına karar verildi.Anıtkabir bugünkü adı Anıttepe olan yerde 15 bin metrekarelik bir alanda yapıldı. Yapımında Çankırı'nın açık sarı ve gri travertenleri kullanıldı.24 Hitit aslanının yer aldığı Aslanlı Yoldan, Mehmetçik, Müdafaa-i Hukuk, Cumhuriyet, Zafer, İnkılap, Misal-ı Milli, Barış ve 23 Nisan kulelerinin çepeçevre sarmaladığı Zafer Alanı'na kadar her nokta, Türk'ün verdiği bağımsızlık ve özgürlük savaşını anlatır. 32 x 60 metre boyutlarında ve 20 metre yüksekliğinde, duvarları ve döşemesi koyu renkli Bilecik mermerleriyle kaplı, tavanı altın mozaikle süslü Büyük Salon'un gizemli havası ise insanı, acılarla, gözyaşlarıyla dolu savaş yıllarına götürür. Salonun giriş kapısının karşısında, penceresi Ankara Kalesi'ne bakan duvarın önündeki taş bir set üstünde tek parça mermerden oluşan simgesel bir lahit vardır. Atatürk'ün naaşı, lahitin tam altındaki toprak mezardadır.Bu görkemli salondan çıkıldığında, sol yanda İnkılap ve Misak-ı Milli kuleleri arasındaki galeri, 1960'da açılan Atatürk Müzesi'dir. Burada Atatürk'ün özel eşyaları, giysileri, madalyaları, fotoğraflan, kendisine sunulan armağanlar, Atatürk'le ilgili belgeler sergilenmektedir. Ayrıca 1967'de kurulan Atatürk Kitaplığı da İnkılap Kulesi'ndedir. Atatürk'ün Çankaya'daki özel kitaplığı buraya nakledilmiştir.Anıtkabir'in birçok duvarında Atatürk'ün bazı söylevlerinden bölümler ve özdeyişler yazılıdır. Birçok yerlerini de Zühtü Müridoğlu, Şadi Çalık, Ali Hadi Bara, İlhan Koman ve Nusret Su-man kabartma ve heykellerle süslemişlerdir. Ana yapıya giriş kapısının solunda Atatürk'ün Gençliğe Hitabı, sağ yanında da Gençliğin Cevabı bulunmaktadır.Atatürk'ün arkadaşlarından, Türkiye'nin ikinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün mezarı da, ana yapının tam karşısındaki, Barış ve Zafer kulelerinin arasında yer almaktadır.

Anıtkabirin inşaası

Anıtkabir projesinin belirlenmesinden sonra, inşaatın başlayabilmesi için ilk aşamada kamulaştırılma çalışmalarına başlandı. Anıtkabir'in inşaatı ise 9 Ekim 1944'de görkemli bir temel atma töreni ile başladı. Anıtkabir'in inşası 9 yıllık bir süre içinde 4 aşamalı olarak yapılmıştır. Birinci Kısım İnşaat: 1944-1945 Toprak seviyesi ve aslanlı yolun istinat duvarının yapılmasını kapsayan birinci kısım inşaata 9 Ekim 1944'te başlamış ve 1945'te tamamlanmıştır. İkinci Kısım İnşaat: 1945-1950 Mozole ve tören meydanını çevreleyen yardımcı binaların yapılmasını kapsayan ikinci kısım inşaat 29 Eylül 1945'te başlamış, 8 Ağustos 1950'de tamamlanmıştır. Bu aşamada inşaatın kâgir ve betonarme yapı sistemine göre, temel basıncının azaltılması göz önünde tutularak, anıt kütlesinin "temel projesinin" hazırlanması kararlaştırılmıştır. 1947 yılı sonuna kadar mozolenin temel kazısı ve izolasyonu tamamlanmış ve her türlü çöküntüleri engelleyecek olan 11 metre yüksekliğinde betonarme temel sisteminin demir montajı bitirilme aşamasına gelmiştir. Giriş kuleleri ile yol düzeninin önemli bir kısmı, fidanlık tesisi, ağaçlandırma çalışmaları ve arazinin sulama sisteminin büyük bir bölümü tamamlanmıştır. Üçüncü Kısım İnşaat: 1950 Anıtkabir üçüncü kısım inşaatı, anıta çıkan yollar, aslanlı yol, tören meydanı ve mozole üst döşemesinin taş kaplaması, merdiven basamaklarının yapılması, lahit taşının yerine konması ve tesisat işlerinin yapılmasını kapsıyordu. Dördüncü Kısım İnşaat: 1950-1953 Anıtkabir'in 4. kısım inşaatı ise şeref holü döşemesi, tonozlar alt döşemeleri ve şeref holü çevresi taş profilleri ile saçak süslemelerinin yapılmasını kapsıyordu. Dördüncü kısım inşaat 20 Kasım 1950'de başlamış ve 1 Eylül 1953'te bitirilmiştir. "Anıtkabir Projesi"nde mozolenin kolonat üstünde yükselen tonoz bir bölüm vardı. 4 Aralık 1951 tarihinde hükümet, şeref holünün 28 m.lik yüksekliğinin azaltılması ile yapının daha çabuk bitirilmesinin mümkün olup olmadığını mimarlara sordu. Mimarlar yaptıkları çalışmalar sonunda şeref holünü taş bir tonoz yerine, bir betonarme tavan ile örtmenin mümkün olduğunu bildirdiler. Böylece tonoz yapının zemine vereceği ağırlık ve bunun doğuracağı teknik mahzurlar da ortadan kalkıyordu. Anıtkabir yapımında beton üzerine dış kaplama malzemesi olarak kolay işlenebilen gözenekli, çeşitli renklerde traverten, mozole içi kaplamalarında ise mermer kullanılmıştır. Heykel grupları, aslan heykelleri ve mozole kolonlarında kullanılan beyaz travertenler Kayseri Pınarbaşı İlçesi'nden, kulenin iç duvarlarında kullanılan beyaz travertenler ise Polatlı ve Malıköy'den getirilmiştir. Kayseri Boğazköprü mevkiinden getirilen kara ve kırmızı travertenler tören meydanı ve kulelerin zemin döşemelerinde, Çankırı Eskipazar'dan getirilen sarı travertenler zafer kabartmaları, şeref holü dış, duvarları ve tören meydanını çevreleyen kolonların yapımında kullanılmıştır. Şeref holünün zemininde kullanılan krem, kırmızı ve kara mermerler Çanakkale, Hatay ve Adana'dan, şeref holü iç yan duvarlarında kullanılan kaplan postu Afyon'dan, yeşil renk mermer Bilecik'ten getirilmiştir. 40 ton ağırlığındaki yekpare lahit taşı Adana'nın Osmaniye İlçesi'nden, lahitin yan duvarlarını kaplayan beyaz mermer ise Afyon'dan getirilmiştir.

Anıtkabir nedir?

Türk Kurtuluş Savaşı’ nın ve Türk İnkılaplarının büyük önderi Türkiye Cumhuriyeti‘ nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk‘ ün, Türk vatanının bağımsızlığını kazanması için giriştiği savaş ve Türk milletini çağdaş uygarlık seviyesine ulaştırmak amacıyla gerçekleştirdiği inkılaplarla geçen yaşamı 57 yıl sürmüş ve Büyük Önder 10 Kasım 1938′ de ebediyete intikal etmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye’ yi bütün kurumları ile çağdaş uygarlığın bir üyesi yapan, insanlık tarihine mal olmuş büyük bir önderdir. O’ nun yüceliğini her yönüyle temsil edecek, ilke ve inkılapları ile çağdaşlaşmaya yönelik düşüncelerini yansıtacak bir anıt mezar yapma fikri, Atatürk‘ ü kaybetmenin derin hüznü içindeki Türk milletinin ortak isteği olarak belirmiş ve yapımına karar verilmiştir.